Almanya İlk Gün

Yolculuk erken başlamıştı benim için, 12 Haziranı 13’e bağlayan gece. Gecenin 3ünde ailemin Birecikten alıp Gaziantep Havalimanına götürmesi, sevmediğim duygusal sahneler vs… Alışıktım zaten Gaziantep havalimanına ama bu sefer rota farklıydı. Almanya/Cologne-Köln idi. Kemer falan çıkartıp Xray’dan geçmen ritüelinden sonra uçağa geçecektim ve uçak 03:35de süzülecekti havada usulca ancak sabah namazı Atatürk Havalimanına yetişmezdi. Görevliden rica edip hayatımda ilk kez business class salonuna girdim. Girince kendini lord zannediyor insan. Namazı kılıp uçağa son giren yolcu oldum  ve nihayet uçak havalandı. Yol boyu küçük bir bebek tüm yolculara bir işkence hazırlamıştı : Yol boyu hiç susmaksızın ağlayıp kimseyi uyutmamıştı küçük iblis.

Bunun akabinde istanbul’a indik. Hiç bilmediğim prosedürlerde 15 liralık Yurtdışı harcını öderken aklıma Vergi Hukuku dersi geldi. Hüzne daldım. Içim cız etti o parayı öderken. Daha sonra pasaportu polise onaylatıp uçağa bineceğim kapıya doğru yürüdüm bayağı. Tüm bu prosedür zor değil kesinlikle. Tabelalar bol ve onlara bakarak buluyorsun kolayca. Tek yapman gereken, dış hatlar terminaline gitmek. Biraz bekledikten sonra kapı açıldı ve kooocaman THY uçağına doğru hareket etti ‘havaalanı yer otobüsü’. Her yer alman kokuyordu ve çevremde “aufwiederzehenğasdğasfağsd” gibi harfler uçuşuyordu. (işkence 2). Daha sonra penccere kenarı yerime oturdum ve yanımdaki iki koltukta 50li yaşlarda bir alman çift vardı. Uçak kalktıktan bir süre sonra müthiş THY kahvaltısı geldi. Bu kahvaltıyı bize veriyorlarsa Business class ne yiyor acaba diyerekten yemeye başladım. Ama o da ne!!! ben daha yarısına gelmeden Alman çift bitirmişti. “Aç mı kaldınız hacı, bu ne hız “ diyecektim ama almanca bilgim ancak “ih bin zivaynziih yaare alt” veya “ih hayze Müslüm Fincan” dememe izin veriyordu ):

Uçağın 11bin feet’de olduğunu söyleyen pilot yine çok karizmatik konuşuyordu. Almanya saatiyle 10 gibi uçak Bonn Havalimanına indi. Gaziantep Havalimanından büyük, Atatürk havalimanından kat kat küçük yer. Uçaktan inerken yanımdaki çift yardım etti valizlerde. Ben de bol bol “danhe şön, thank you” dedim tabi.

Veee işin esas noktasına doğru sürü psikolojisi ile yürüyordum pasaport kontrolune doğru. EU vatandaşları için yere kocaman mavi bir halımsı şey sermişlerdi ve onlar buradan devam ediyordu. Zaten Türk’ler rahatlıkla anlaşılıyor tiplerinden. Pasaport kontrolunde 4-5 dakika bekledikten sonra sıra bana geçti. Heyecandan sesim titriyordu. Acayip heyecanlıydım nedense. Emin adımlarla polise doğru yürüdüm ve yüzüme baktı. Pasaportumu verdim ve aramızda ayne şu diyalog geçti :

Polizei : - sadasfaırwbasdknasdkjasmndasd (Almanca birşeyler söylüyor)
Ben : -  English please. I don’t know german.
P : - When will you turn back?
B : - İ have ticket, with THY.
P : When…
B : haaa… 10 September.
P : Can I see your ticket?
B : …
P : Can I see your return flight please?
B : … I cant understande (heyecandan yeminlen birşey duymuyorum)
P : Off..  Dönüz piletini lutpfen gorebilir miyim? (Alman polis bildiğin konuyor lan Türkçeyi)
B : haa. I can show with my mobile phone
Pasaport Görevlisi - Temsili Resim, Soldan Birinci Resim-

Telefondan biletimi açtım ve gosterdim. Damgayı vurdu ve soğuk bir gülümsemeyle geçiniz dedi. Biraz ilerledikten sonra iki alman bayan polis (boyları enaz 190 lan) valizimi Xray’den geçirdi. Daha sonra beni karşılayacak olan kişiyi bulup, alman trenlerine atlayıp Köln’de kalacağım yerin yolunu tuttuk. 30 km, trenle 15 dk. 2.70 euros. Trenler hayalimdekinden eski ama ülkemiz trenlerinden kat kat iyi. Her tarafta Grafiti var yol boyu. Tren ağı çok gelişmiş ve Köln havası da acaip nemli bu arada. Hava 20-25 derece ve surekli bulutlu ama nem kötü ya. Nem olmasa iyi de, nem bitiriyor insanı. (Evet, yaptım bu geyiği şuan). Daha sonra 5 dk yürüdükten sonra Frankfurterasse’deki evime girdik. Ev gayet iyi döşeli. Girip 5-6 saat uyudum ve kalkınca çevreyi dolaşmak için dışarı çıktım. Yol boyu hep Türk isimli dükkanlar ve bıyıklı veya başörtülü Türkler. Yanlış yerdemiyim diye şüphe etmedim değil. Ve biraz ilerideki meydanda bir de ne göreyim!? Elinde Öcalan ve Sosyalist Parti bayraklı yüzlerce insan GeziParkı – Köln gösterileri yapıyor. 8-10 polis kenarda sohbet ediyor. Ve havada yağmur. Bir hat alıp eve dönüyorum ve gece başlıyor köln’de. Ilk günün yorgunluğu ile birlikte…

Devam Edecek…

Yorumlar